Dünya Bankası, Çin’de nüfusun yaşlanması, artan küresel gerilimler ve emlak piyasasındaki kalıcı zayıflık nedeniyle Çin’in 2024 yılına ilişkin büyüme beklentisini %4,8’den %4,3’e düşürdü. Tüketici ve yatırımcı güveninin gerilemesi de Çin’in ekonomik görünümündeki belirsizlikleri artıran diğer faktörler arasında yer alıyor. Bu revizyon, Çin ekonomisinin toparlanmasının beklenenden daha yavaş olacağına işaret ediyor.
Almanya’nın Ağustos ayı Mevsimsellikten Arındırılmış Sanayi Üretimi, aylık bazda %2,9 artış gösterdi. Bu oran, beklentilerin (%0,7) oldukça üzerinde gerçekleşti ve sanayi sektöründeki toparlanma sinyallerini güçlendirdi. Sanayi üretimindeki bu iyileşme, Alman ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde toparlanma eğiliminde olabileceğini gösteriyor.
Almanya Merkez Bankası (Bundesbank) Başkanı Joachim Nagel, Kasım ayında ABD’de gerçekleşecek seçimlerin Avrupa büyümesi üzerinde riskler teşkil edebileceğini belirtti. Ayrıca, Nagel, 2024 yılında hafif bir resesyon ihtimalinin olduğunu ve yılın ikinci yarısında ekonomik performansın zayıflayacağını öngördü. Bu açıklamalar, Avrupa’nın ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalabileceği beklentilerini güçlendiriyor.
ABD’nin Ağustos Ticaret Dengesi, %10,8 düşüşle –70,4 milyar USD’ye gerileyerek son beş ayın en düşük seviyesine ulaştı. İthalat, petrol fiyatlarındaki değişim nedeniyle %0,9 gerileyerek 342,19 milyar USD seviyesine düşerken, ihracat %2 artışla 271,76 milyar USD’ye çıktı. Bu veriler, ABD ticaret dengesinde kısmi bir iyileşme olduğunu ve dış ticaretin ekonomiye pozitif katkı sağladığını gösteriyor.
Boston Fed Başkanı Susan Collins, politika yapıcıların faiz oranlarını düşürürken dengeli ve verilere dayalı bir yaklaşım benimsemeleri gerektiğini vurguladı. Aynı şekilde, Fed Başkan Yardımcısı Philip Jefferson, enflasyon risklerinin azalması ve istihdama yönelik risklerin artması nedeniyle dengeli bir para politikası izlemenin önemine değindi. Bu açıklamalar, Fed’in daha temkinli bir faiz politikası izleyebileceğine işaret ediyor.
Hazine, 10 yıl vadeli, altı ayda bir %13,85 kupon ödemeli tahvilde 10,6 milyar TL net satış gerçekleştirdi. Ayrıca, 11 ay vadeli kuponsuz bonoda 6,76 milyar TL net satış yapıldı. Bu bonoda bileşik faiz %47,88 olarak kaydedildi. Türkiye’nin borçlanma stratejisi, piyasa koşullarına göre yüksek faiz oranlarıyla devam ediyor.
TCMB, 13 Ocak 2025 tarihinde başlayacak olan yeni uygulama ile reeskont kredilerinde esas alınan net ihracatçılık koşulu yerine katma değerli ihracat yapan firmaların skorlanmasına dayalı bir modelle kredi sistemini değiştireceğini açıkladı. Ayrıca, ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetler için reeskont kredilerinin günlük limiti 3 milyar TL’den 4 milyar TL’ye çıkarıldı. Bu adımlar, ihracatçılara daha fazla destek sağlanarak Türkiye’nin dış ticaret performansını güçlendirmeyi amaçlıyor.
Geleceğe Yönelik Öngörüler:
- Çin ekonomisindeki yavaşlama ve emlak sektöründeki zayıflık, küresel büyüme üzerinde baskı yaratabilir. Dünya Bankası’nın büyüme beklentisini aşağı çekmesi, Çin’in toparlanmasının zor olacağını gösteriyor.
- Almanya sanayi üretimindeki toparlanma, kısa vadede ekonomik iyileşme işareti verse de, Avrupa’nın 2024’te hafif bir resesyona girmesi olası. Bu, Avrupa’daki toparlanma sürecini yavaşlatabilir.
- ABD’nin ticaret dengesi, ithalatın gerilemesi ve ihracatın artmasıyla iyileşme sinyalleri verse de, petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar ticaret üzerinde önemli bir etkide bulunabilir.
- Türkiye’nin yeni reeskont kredi modeli, ihracatta katma değeri artırmayı ve döviz kazandırıcı hizmetleri güçlendirmeyi hedefliyor. Bu adım, Türkiye’nin dış ticaret açığını azaltma stratejisi açısından kritik olabilir.