Japonya’nın Eylül ayı Sanayi Üretimi, bir önceki aya göre %1,4 artış göstererek %0,8’lik beklentiyi aştı. Bu, Japonya ekonomisinin sanayi üretiminde beklenenden daha güçlü bir toparlanma yaşadığını işaret ediyor ve büyüme beklentilerini olumlu yönde etkileyebilir.
Çin’in Ekim ayı İmalat PMI verisi, altı ay aradan sonra eşik değer olan 50 seviyesinin üzerinde, 50,1 olarak açıklandı. Bu sonuç, Çin imalat sektöründe toparlanmanın başladığını ve ekonomik görünümde iyileşme işaretleri olduğunu gösteriyor. Ancak beklentilerin üzerinde bir büyüme kaydedilmemesi, toparlanmanın sınırlı olabileceğini düşündürüyor.
Euro Bölgesi’nin 3. çeyrek GSYİH verileri, çeyrek bazda %0,4 ve yıllık bazda %0,9 büyüme ile beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Bu güçlü genişleme, bölgedeki ekonomik endişeleri bir miktar hafifletirken, dördüncü çeyrekte büyümenin yavaşlaması ve dezenflasyon sürecinin ilerlemesi bekleniyor. ECB yetkilisi Isabel Schnabel, enflasyonla mücadelenin henüz tamamlanmadığını ve özellikle hizmet enflasyonunun yapışkanlığını koruduğunu belirterek, para politikasında kademeli gevşemenin veri odaklı şekilde yönetileceğini ifade etti.
ABD’nin Ekim ayı MBA İpotek Başvuruları, %6,7 düşüşten %0,1 düşüş seviyesine toparlanarak konut piyasasındaki baskının hafiflediğine işaret etti. Ekim ayı ADP Tarım Dışı İstihdam Değişikliği, beklentilerin (98 bin) oldukça üzerinde, 233 bin olarak gerçekleşti ve iş gücü piyasasının güçlü olduğunu gösterdi. Ancak, 3. çeyrek GSYİH büyüme hızı %3’ten %2,8’e geriledi. Aynı dönemde Kişisel Tüketim Harcamaları ise %2,8’den %3,7’ye yükselerek özellikle otomobiller, ev mobilyaları ve eğlence ürünlerindeki talep artışından kaynaklandı.
ABD’de PCE Çekirdek Fiyat Endeksi ise %2,8’den %2,2’ye gerileyerek enflasyon baskılarının hafiflediğini ve Fed’in faiz politikasında daha esnek bir yaklaşım izlemesine yol açabileceğini gösteriyor. Bu veriler, ABD ekonomisinde tüketici harcamalarının artmaya devam ettiğini ancak büyüme hızının yavaşladığını işaret ediyor.
Geleceğe Yönelik Öngörüler:
- Japonya’nın sanayi üretimindeki toparlanma, ülkenin ekonomisine dair iyimser beklentileri artırabilir ve sanayi sektöründeki büyümeyi destekleyebilir.
- Çin imalat sektöründeki toparlanma, ticaret ve ihracat performansında sınırlı iyileşmelerle sürecek olsa da, küresel talep düşüklüğü toparlanma hızını yavaşlatabilir.
- Euro Bölgesi’nde güçlü büyüme verileri, ECB’nin para politikasında kademeli gevşeme adımlarına kapı aralayabilir; ancak dördüncü çeyrek için büyüme hızında bir yavaşlama bekleniyor.
- ABD’de enflasyon baskılarının azalması, Fed’in politika faizini daha esnek yönetmesine imkan sağlayabilir; buna karşın güçlü istihdam ve tüketici harcamaları, büyüme üzerindeki pozitif etkisini sürdürebilir.